Snowboard yaparken düşmek, çarpmak, ayağa kalkmak

Snowboard yapıyorsanız düşmek kaçınılmaz. Aynı hayat gibi… Tam dengeyi bulduk, artık öğrendik dediğimiz anda bile her an düşme riski ile karşı karşıyayız. Aslında düşmek öğrenmek demektir, düşmek eğlenmenin bir parçasıdır, düşmek yaşadığınızı hissettirir, düşmek canınızı yaksa da var olduğunuzu duyumsatır, düşmek bazen hayatınızın film şeridi gibi gözünüzün önünden geçmesine vesile olur, düşmek yeniden ayağa kalkmak için daha çok enerji toplamanıza yardımcı olur, düşmek sizi daha da hırslandırır, bazen utandırır, bazen öfkelendirir, bazen güldürür, bazen canınızı sıkar, bazen neden düştüğünüzü sorgulamaktan kaymayı unutturur, bazen bu derin düşüncelerden çıkış yolunu bulmakta zorlanırsınız. Yapabilecek miyim, ayağa kalkabilecek miyim, hiçbir şey olmamış gibi, canım yanmıyormuş gibi kaymaya devam edebilecek miyim?  Düşmenin verdiği utanç ve can acısını içimde taşırken dudağıma bir gülümse yerleştirebilecek miyim?

Snowboard yaparken doğru düşmeyi öğrenmek çok önemlidir. Bunun için bazı temel taktikler vardır, İnternette biraz dolaşınca bulabilirsiniz.  Eller açık düşmeyin mesela, düşerken yumruklarınız sıkılı olsun. Bu bileklerinizin zarar görmesini ve kırılmasını önler. Hayatta da düşerken yumrukları sıkmak lazım, düşeceğinizi anladığınız anda gardınızı alın. Dizleri kırın ki yere yakın durasınız, böylece düştüğünüzde canınız daha az acır. Göğsünüzün üstüne açık bir şekilde düşmekten kaçının. Onun yerine ellerinizi yumruk yapıp göğsünüzde çapraz olarak birleştirin. Bu hareket ile kaburgalarınızı koruyabilirsiniz, ayrıca yüzünüzü de geri de tutarak suratınızın dağılmasını engelleyebilirsiniz. Düştüğünüzde canınızın acımaması için koruyucular kullanmanız tavsiye olunur. Kask olmazsa olmaz en değerli koruyucu kalkandır. Çünkü kafaya alınacak darbeler çok tehlikeli olabilir ve kol bacak kırığına benzemeyecek derecede hayati risk taşıyabilir. Hayatta da düştüğünüzde önce kafayı korumaya bakmak gerekir. Kafa sağlam olduğu sürece diğer hasarları kolay atlatabilirsiniz. Kafanız, düşünceleriniz sağlıklı kalabildiği sürece yeniden ayaklanıp hayata devam edebilirsiniz. Diğer hayati kısım omurgamızdır. Ben kayarken omurga koruyucu yelek kullanmaya başladım. Birkaç kötü düşüş sonrası en az kafayı korumak kadar gerekli olduğunu anladığım için. Sonuçta omurgaya alınacak kötü bir darbe sizi felç edebilir. Hayatta da omurgayı korumak lazım, omurgasızlardan olmamak ve bitkisel hayata girmemek için.

Snowboard veya kayak yaparken düşmekten belki daha fenası çarpışmalardır. Çünkü genellikle çarpışmalar sizi çok hazırlıksız yakalar. Kayarken düşeceğinizi genellikle anlarsınız ve yumruklarınızı sıkacak, ellerinizi göğsünüzde çapraz bağlayacak kadar zamanınız olur. Oysa çarpışmalar sizi en gafil anınızda yakalar ve savunmasız bırakır. Ne olduğunu anlayamadan yere yapışırsınız. Sürekli arkanıza bakarak kayamazsınız, kim çarpacak korkusu ile de yaşayamazsınız. Bu yüzden koruyucuları kullanmak isabetli bir karardır. Kask, omurga koruyucu, kalça koruyucu ve dizlikler en beklenmedik çarpışma anında bile çekeceğiniz acıyı azaltır ve hasarı en aza indirir. Bazen arkadan size çarpmazlar da siz öndekine çarparsınız. Hızla inmektesinizdir ve ritminizi bulmuşsunuzdur. Yavaşlamak istersiniz, yapamazsınız. Kontrolü kaybetmiş, dengeyi bozmuşsunuzdur ve o saniyeler içinde doğru kararı vermeye ne kadar uğraşırsanız uğraşın yapamazsınız. Sağa sola manevra yapmak ve çarpışmadan kaçınmak için var gücünüzle kayağınızı, boardunuzu kontrol etmeye uğraşırsınız. Yine de olmaz ve güm diye önünüzdekine geçiriverirsiniz. Çarpışmalar düşmelere göre daha çok sorumluluk taşır. Artık hem kendinizi hem de bir başkasını incitmişsinizdir.

Kimileri vardır, çarpışmadan sonra hemen toparlanıp ayağa kalkar ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Hızla gelip çarpan kişi bu şekilde davranıyorsa, aslında bu onun utancı ile yüzleşmekten kaçtığı içindir. Bir özür dileyecek cesareti bulamaz kendinde, çünkü suçun kendisinde olduğunu bilir ve can acısı ile birlikte yapabileceği tek şey ortamdan uzaklaşmaktır. Bazen çarpan kişi sorumlu kendisi olduğu halde çarptığı kişiyi suçlamaya başlar. Önüme niye çıktınla başlayıp niye düzgün kaymıyorsunla devam eden bir öfke patlaması yaşar. Oysa kayakta ve snowboard ta kural önüne bakmaktır. Arkadan gelen öndekini takip etmeli ve çarpmaktan kaçınmalıdır. Yani siz arkanızı kollayarak kaymazsınız, sadece önünüzdekine çarpmamaya odaklanırsınız.  O yüzden çarpışmalarda arkadan gelen sorumludur her zaman. Bu kurala rağmen öndekini yavaş kaymakla ya da ani hareket yapmakla suçlayıp kendini üste çıkarmaya çalışan ego sorununu henüz çözememiş tiplerle karşılaşmak olasıdır. Neyse ki dağlarda bu tip insan sayısı azdır. Genellikle çarpışma sonrasında kendine gülen, çarptığı kişiden özür dileyen, bir şeyi olup olmadığını kontrol eden, gerekirse yardımcı olan neşeli kendisiyle barışık kayakçılar, boardçular denk gelir. Kimse bile isteye kendi canını ve bir başkasının canını yakmaz sonuç olarak ve böyle bir çarpışma kaçınılmazsa, yapılacak bir şey yoktur. Sadece ders alınabilir ve sonrasında daha dikkatli olunabilir. Hayatta da böyledir işte, çarptığınız ya da size çarpan kişilerin davranış modelleri aşağı yukarı buna benzer. Hem suçlu hem güçlü tipler de varken, hiçbir şey olmamış gibi tavır takınanlar veya medeni davranış sergileyerek hataları ile yüzleşenler de vardır. Siz siz olun dağda birisine çarparsanız, mutlaka özür dileyin ve çarptığınız kişinin sağlık durumundan emin olun. Hatta medeni bir iki çift laf edin, gönlünü alın, ondan sonra ayrılın. Hem sizin  hem de çarptığınız kişinin acısı bu şekilde emin olun daha az olacaktır.

Gelelim ayağa kalkma konusuna. Snowboard yaparken düşmek en başta dediğim gibi, kaçınılmaz. Tecrübeniz, kayma seviyeniz her ne olursa olsun, yine de düşersiniz. Snowboard kayak gibi değildir, bir kere öğrendikten sonra düşmeden pistlerden aşağıya inebileceğinizi düşünmeyin. Snowboard un doğasında denemek vardır. Farklı bir hareket, bir tümsekten atlayış, yeni bir dönüş, bol kar, gibi gibi bir sürü şey çıkar önünüze kendinizi denemekten alıkoyamayacağınız. Ayrıca iki ayak ayrı hareket etmediği için beklenmedik durumlarda dengeyi toparlamak daha zor, yere yapışmak daha olasıdır. İlk öğrenme süreçlerinde snowboardla yerden kalkmak inanılmaz zor geliyordu bana. Hatta hatırlıyorum, ertesi gün bacaklarım değil kollarım ağrırdı daha çok. Düz zeminlerde düştüğünüzde bazen kalkmak daha zor olur. Daha önce snowborad yapmamışsanız, doğal olarak ellerinizi açıp, bileklerinizden güç almaya çalışarak kalkmayı denersiniz. Bu bir süre sonra bileklere çok baskı yapabilir. Kalkarken de, düşerken olduğu gibi ellerinizi yumruk yapar ve yere temasınızı yumrukla sağlarsanız işlerin kolaylaşacağını göreceksiniz. Özellikle eğimde düştüyseniz ve yüzünüz aşağıya dönükse, kalkmaya çalışırken epeyce zorlanabilirsiniz. İlerleyen süreçlerde bu pozisyonda kalkmak çok kolaylaşacaktır ancak acemi olunca kabusa dönüşüyor. Böyle bir durumda ilk yapılacak, oturduğunuz yerde yana bir takla atarak yüzünüzü dağa çevirecek bir pozisyona gelmeniz. Böylece burun freni yaparak, yumruk yaptığınız ellerinizden destek alarak kolaylıkla kalkabilirsiniz. Ayağa kalkmak kaymaktan daha çok atletik beceri ister dersem temelsiz atmış olabilirim ama benim hissiyatım o yönde. Kalkarken karın kasları, kol kasları, sırt kasları hepsi çalışır. Bu kaslar ne kadar güçlüyse ayağa kalkmanız da o kadar kolay olur. Eh, hayatta da öyle değil midir, dümdüz gidip keyifle süzülürken birden düşüverdiğinizde yeniden ayağa kalkabilmek için temel becerilerinizin iyi, değer ve inançlarınızın sağlam olması gerekir.

Snowborad yapıyorsanız düşeceksiniz. Snowborad yapmaya devam edenler düşmekten korkmayanlar, düşünce eğlenenler ve daha çok hırslananlardır. Onlar düşmenin öğrenmek, öğrenmenin gelişmek demek olduğunu bilirler. Hayatta ki en keyifli deneyimlerin bazen birazcık can acıtabileceği gerçeğinden hareketle, sağlık elverdiği müddetçe kaymaya devam!!

 

About bilgeakin

eczacı-yazar-pazarlamacı-yönetici-hayalperest-gezgin-life long learner
Bu yazı Kar tutkusu içinde yayınlandı ve , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın